Obama ve Ahmedinejad
HaberTürk
Tülin DALOĞLU
http://www.haberturk.com/HTYazi.aspx?ID=2095
İRANLILARIN çoğu, Ayetullah Ruhullah Humeyni’yi yıl önce sürgünden döndüğünde “kahraman” gibi karşılamıştı. Şah Rıza Pehlevi’nin, lüks yaşama düşkünlüğü, kendi yakın çevresini fütursuzca kayırması ve “yolsuzluk” iddialarının önünün kesilmemesi insanların canına tak etmişti.
Humeyni, sözüm ona “adil” düzeni kuracaktı. Halkın refahını artıracaktı.
Bu, İslam Cumhuriyeti’nin varoluş “iddiasıydı.” İdeoloji ise halkın hayallerini bitirdi. Rejim, karşısına dikileni “öldürmekten” hiç çekinmedi. Yalnız kadın değil, insan hakları sıfırlandı.
Mahmud Ahmedinejad’ın, 2005 yılında başkan seçilmesinden sonra gittiğim Tahran’da şehri gezdiren İranlı arkadaşım hangi duvarın altında kimlerin öldürüldüğünü sanki dün olmuş gibi anlatıyordu. Toplu katliamlar aşılamaz bir korku bırakmıştı geride. Yolu, cezaevinden geçenlerin anlattıkları ise unutulacak gibi değildi.
Bugün ise Tahran sokaklarından farklı bir uyanışın sesi yükseliyor. Bu sesin anlamını henüz bilmiyoruz. Bu isyanın, zengin, eğitimli ve yurtdışı seyahati yapabilen kesimin oturduğu Tahran’ın kuzeyiyle sınırlı olması mümkün.
Bu kesim, Amerika ve Avrupa ile iyi ilişkiler istiyor; İsrail’i düşman gibi görmüyor; soykırımı inkar etmiyor; kendi devlet başkanlarının aşırı radikal bir söylemle ülkelerini yanlış yönettiği kanaatinde. Cuma günü İran’da seçimler yapıldı. Ancak muhalefet seçimlere hile karıştırıldığını iddia ederek protestolara başladı.
Carnegie Endowment İran uzmanı Karim Sadjadpur, kimsenin seçimlere bu boyutta hile karıştırılabileceğini beklemediğini söylüyor. Kızgın. Sadjadpur, “İranlı yetkililer hükümetlerinin demokratik olduğunu ve başkanlarının adil bir seçimle göreve geldiğini söyleyerek sıkça övünürler. Hiç değilse, Suriye veya Mısırlı yetkililer demokratik olduklarını iddia edip – bugün İran’ın yaptığı gibi -bizim zekamızı aşağılamadılar,” dedi.
Peki İran’la doğrudan ilişki başlatma niyetini beyan etmiş Amerika için seçim sonuçları ne anlama geliyor.
İlk etapta, Beyaz Saray’dan gelen açıklamanın “kısalığı” dikkat çekiyor. Sözcü Robert Gibbs, “(Seçimlerde ortaya çıkan) durumu – kuralsızlıklar da dahil olmak üzere – yakından takip etmeye devam ediyoruz,” diyor. Dışişleri Bakanı Hillary Clinton’ın mesajı da aynı. Özetle, Obama yönetimi şu ana kadar İran’ın deklare ettiği seçim sonuçlarını “kabul ettiğini” söylemedi.
Seçim sonuçlarının şaibeli olması ABD için fark eder mi? İran uzmanı Gary Sick, “hayır” diyor.
“Amerika ve Batı’nın gayrimeşru otoriter bir hükümetle görüşüyor olmasına prensipte bir engel yok. Her gün yapıyoruz. Önceleri Sovyetler’le de yapmıştık. Ama bu seçim Obama’nın “diyalog” çağrısına şüpheyle yaklaşan kesime beklenmedik bir hediye gibi oldu. İran’la diyaloğun sonuç getirmeyeceğini savunan bu muhalif güçlerin elinde şimdi öyle bir fırsat var ki Başkan Obama’nın planını yürürlüğe koymasını daha da zorlaştıracaklardır,” dedi.
Bununla birlikte, muhalif lider Mir Hüseyin Musevi ve taraftarlarının yenilgiyi mücadelesiz kabul etmeyecek olmalarının anlaşılmasından ötürü doğan bir iyimserlik de var. Ancak Musevi de, rejimin kuruluş yıllarında görev yapmış etkin isimlerden birisi. Rejim, “öteki” ile değil, “kendi” ile kavgalı bir görüntü veriyor. Kimi yorumcular, sokak protestolarının arkası gelirse rejimin varlığı dahi tehlikeye girebilir diyor. Kimse bir sonraki adımı kestiremezken Washington şimdilik “küçük konuşmayı” tercih ediyor.
Bildiğiniz gibi Obama, “büyük kararları” sene sonunda alacağını belirtmişti.
Categories: HaberTürk