tdaloglu@yahoo.com

İran askerleri Türk öldürdü….

Allah Allah… Başbakan Erdoğan, Çaldıran’dan bu yana Türkiye’nin İran’la sınırında bir kişinin burnu kanamamıştır der hep. Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu da komşumuzla “sıfır sorun” perspektifini izlediğimizi anlatarak methiyeler düzer. Ama şimdi şu hale bakın: İran askerlerinin geçen gün sınırda bir Türk vatandaşını öldürdüğü haberi düştü ajanslara. Kimler ne yazmış, hayırdır-ne oluyor diye bir “google” taraması yapıyım dedim. Gözüme ilk takılan haberlerden biri 8 Mart 2009 tarihine ait oldu. HaberEditör sitesinde ajanslardan derleme yapılarak sunulan haberde aynen şöyle diyor:

İran sınırında çocuklara ateş açıldı

İran askerlerinin açtığı ateş sonucu Van’ın Saray ilçesi Barışık köyü kırsalında oyun oynayan bir çocuğun öldüğü, bir çocuğun yaralandığı ileri sürüldü.

08 Mart 2009 / 11:57

Alınan bilgilere göre, Barışık köyü kırsalında Savaş Durdu (12) ile Doğan Durdu’ya (9) İran askerleri tarafından ateş açıldığı iddia edildi. Savaş Durdu hayatını kaybederken, yaralanan Doğan Durdu Van 100. Yıl Araştırma                                         Hastanesi’ne kaldırıldı. Olayla ilgili soruşturma sürüyor.

Şok içindeyim. Türkiye-İran sınırında böyle talihsiz olayların yaşandığından haberim yoktu. Daha beteri, devleti temsil eden yetkililer bu konuyu hiç gündeme getirmediler. Ve eğer – eğer diyorum – çünkü Washington’da bilgisayar başında haber taraması ile bu iddianın doğruluğundan emin olamam… Ama eğer ki bu haber doğru ise Türkiye’nin Washington Büyükelçisi Namık Tan, ayıp etmiş. Mavi Marmara olayı ardından Washington Post gazetesine yazdığı makalede Tan, “Türkiye Cumhuriyeti’nin 87 yıllık tarihinde ilk kez yabancı bir askeri güç sivil Türk vatandaşlarına böyle bir saldırıda bulundu,” diye yazmıştı. Bu işin “böylesi” mi kalmış…Eğer Durdu ailesi oğullarını gerçekten İran askerlerinin açtığı ateş sonucu kaybettiler ise büyükelçinin bu sözlerini haberlerde dinledikçe, okudukça acaba ne hissettiler? Hani bizim çocuklar Filistinli doğmadıkları için fasulyeden mi sayıldılar; ailelerinin talihlerine her koşulda boyun mu eğmeleri bekleniyordu? Van’da ki bir babanın – haydi Başbakan’ın metaforundan esinlenelim – Ankara veya Gazze’deki babadan farklı mıydı oğluna duyduğu sevgi, hasret, keder? Erdoğan, Mavi Marmara’da ölen dokuz Türk vatandaşı için ortalığı yıkıyor; Savaş ve Doğan için ise derin bir sessizlik içinde. Niye? Onları Yahudiler, pardon İsrailliler öldürmedi diye mi unutuldular? Yutkundum…

Elde var sıfır…

Kış vakti, Netanyahu’nun başına güneş geçti diye endişeleniyorum. Sanki hiç kendi gibi davranmıyor son günlerde…Türkiye – kendi inisiyatifi ile – Karmel dağlarında çıkan yangını söndürmek için yardımda bulunma kararı aldı. Buna karşılık, İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu, Erdoğan’ı telefonla aradı.  Teşekkür etti. Akabinde İsrailli ve Türk yetkililerin Cenevre’de buluştuklarını duyduk. Sonra da Türk yetkililerden basına sızan haberlerde İsrail’in Türkiye’ye yaklaşık bir milyon dolar kan parası vermeyi kabul ettiğini…Tamam, İsrail, Türkiye’yi kaybetmek istemiyor. Türkler, Darfur’da yaşanan “soykırımı” nasıl es geçip, aman da aman ticari çıkarlarımız diyor ise herhalde Netanyahu’nun da kafasında böyle bir matematik var. İsrail, Türkiye ile diplomatik ilişkilerin kopmasını arzulamıyor…İyi de Netanyahu, Erdoğan’ın bu işi “özürsüz” nasıl kapatabileceğini sandı, vah…Vah, çünkü anlaşılır gibi değil. Neticede İsrail Başbakanı dün “ne özür, ne tazminat” diye rest çekti. İsrail Parlamentosu Knesset de hükümetin ne yapmaya çalıştığını anlamak için toplanmaya karar verdi. Diplomatlar arasında kat edilen arpa boyu yol da “hop” çizittirildi. Elde var sıfır…Da bu son dramanın yaşanmasına hiç gerek yoktu kanaatindeyim. Hani Netanyahu, Mavi Marmara’da ki aktivistlerin bizim Savaş ve Doğan kadar masum olduğuna inanıyorsa – durum başka. Ama İsrail, bizim askerler “art niyetle” davranmadı; kendilerini korumak zorunda kaldılar diye bugüne kadar laf anlatıyordu…İşin özü, kimse iddia ettiği kadar masum değil. Bakalım BM Genel Sekreteri Ban Ki Moon’un öncülüğünde kurulan araştırma komisyonu neler bulacak. Hele bir o rapor çıksın…Bir de bu arada dileyelim bizim Van’da ki evlatlarımız Sderot’da ki İsrailli çocuklar kadar kıymetli olduklarını hissetsinler.

Categories: HasTürk