Recent Articles
Ağu 30, 2010 | Sinirlioğlu’nun temasları ardından için yorumlar kapalı
Türkiye’nin iç ve dış dinamiklerini birbirinden ayırarak olana-bitene anlamlar çıkarmak olacak iş değil. Olmuyor da zaten…Dışişleri Bakanlığı Müsteşarı Feridun Sinirlioğlu’nun, geçen hafta, Washington temasları ardından konuştuğum Amerikalılardan aldığım izlenim de doğrusu bu kanaatimi pekiştirdi. Amerikan başkentinden görüldüğü kadarı ile bürokratların taşıdığı mesajlar yerine – siyasi iktidarın kendinden doğrudan gelmedikçe – artık hiç bir şeye mutlak itibar edilmiyor. Hani şu devlet erkanının nasıl işlediğini iyi bildiğimizden dem vurarız; devletin tüm kurumları ve çalışanları ile bir bütün olduğunu söyleyerek gurur duyarız ya, unutun. AKP’nin Türkiye’si diye birşey var ortada artık. Herkesin dilinde bir “geçiş,” “dönüşüm,” dönemi diye laf dolanırken, Erdoğan hükümeti sayesinde sağlanan “sivilleşmenin” nasıl bir sonuç doğuracağına dair “bilinmez” denklemlerden bahsediliyor. Hal bu olunca, Amerikalılar da Sinirlioğlu’nun “çok iyi bir diplomat” olduğuna vurgu yaparlarken, Türkiye’de bürokratların – mevcut durumda – ülke politikalarında ne kadar söz hakkı sahibi olduğuna dair soru işaretlerinin olduğuna dikkat çekiyorlar…
Read the story »
Ağu 24, 2010 | between the city and için yorumlar kapalı
Mr Price said he expected talks to start at the end of January between the city and county councils, and the Oxford Westgate Alliance, regarding parking charges.He added: “We have to decide what we are going to do lower charges, raise charges or keep them the same.”The Westgate Centre car park will not take all […]
Read the story »
Ağu 24, 2010 | Doğrudan görüşmeler başlarken için yorumlar kapalı
Amerikan Dışişleri Bakanı Hillary Clinton, Ortadoğu özel temsilcileri George Mitchell ile birlikte cuma günü kameraların karşısına geçip İsrail ve Filistin arasında doğrudan görüşmelerin Eylül’ün ilk günü başlayacağını açıkladı. Obama yönetiminin göreve geldiği ilk günlerden itibaren öncelik verdiği bu meselede – tarafları – ikili görüşmeye ikna edebilmiş olmasının siyaseten önemli bir adım olduğunu yadsımamak gerekir. Ancak Clinton’ın duyurusu ile birlikte bu görüşmelerin geleceğine dair yapılan iyimser ve kötümser yorumlar da adeta bir yarış içine girdi. Ve doğrusu her iki tarafın da haklı argümanları var. Ancak ortaya çıkan bir başka tablo daha var. O da Türkiye ile ilgili…
Read the story »
Ağu 16, 2010 | İftar sofrasında verilen yeni kriz mesajı için yorumlar kapalı
Hiç, kocasından dayak yemiş bir kadını düşündünüz mü? Hemen boşanalım diye ortaya atıl(a)masa da o kadın, bilir ki ilk hamleden, ilk tokattan sonrası mutlak gelir. Aksi nadirdir, ama imkansız değil. Bu aralar, Türk-İsrail ilişkileri de böylesi bir dönemeçten geçiyor. Karı-koca rollerini kimlerin oynadığını; ortada tokat yerine cinayet olduğunu; ölenin mi öldürenin mi daha suçlu olduğunu; kimin kime ne darbesi indirdiğini tartışmayı size bırakıyorum. Ama bir sonraki krizin kapıda olduğunu bilin diyorum.
Read the story »
Ağu 11, 2010 | Nasrallah, İsrail’i suçlarken için yorumlar kapalı
Soruma cevap verirken ağzından çıkan ilk cümle, “Bugüne kadar aklı neredeymiş,” oldu. Olayın hassasiyeti yüzünden adının kullanılmasına izin vermeyen bu Lübnanlı yetkili, Hizbullah lideri Hasan Nasrallah’ın, beş yıl önce sevgililer gününde suikasta kurban giden Lübnan’ın eski başbakanlarından Refik Hariri’yi İsrail’in öldürdüğünü ileri sürmesine böyle tepki veriyordu. Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi’nin kurduğu “özel mahkeme gelecek ay raporunu açıklayacak. Hizbullah’ın, bu işin arkasında rolünün olduğunu söyleyecekler diye bütün bunlar,” dedi.
Read the story »
Ağu 9, 2010 | Eksen tartışması üzerine (IV) için yorumlar kapalı
Herşey, kişinin bir olaya yaklaşımındaki bakış açısına göre şekillenir. Herkesin doğru bildiği aynı olmak zorunda değildir. Kendi algılarımıza göre – bazen – farklı gerçekleri yaşayabiliriz. Türkiye’nin ekseninin kaydığına dair yapılan tartışmaları ele aldığım bu yazı dizisinde sona gelirken bu hususu vurgulamakta fayda görüyorum. Dün dediğim gibi İsrail dışişleri eski bakanlarından Shlomo Ben Ami ile yaptığım söyleşiye geçmeden önce, biraz Türkiye’nin iç politikasına ve biraz da Amerika’nın içişlerimizde oynadığı role ilişkin önermelere şöyle kısaca bir bakmak istiyorum. Zira, son dönemlerde ardı ardına o kadar tuhaf şeyler yaşanıyor ki bunların niye, neden, niçin, nasıl olduğunu çözebilmek kolay değil. Anlamaya çalışıyoruz.
Read the story »
Ağu 7, 2010 | Eksen tartışması üzerine (III) için yorumlar kapalı
AKP bugün iktidarda olmasaydı, Türkiye’nin ekseninin kaydığına dair tartışmalar yaşanır mıydı? Bu sorunun kesin cevabını bilmek elbette mümkün değil. Ama şu kesin: Atatürk Türkiye’sinin yüzünün nereye dönük olduğu şüphe götürmezken, bugünün Türkiye’si kafaları hayli karıştırmış durumda. Ortada, ortak değerler karmaşası bile var. Mavi Marmara olayından sonra Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu, “Dokuz sivil açık denizde öldürülmüştür. Buna karşı çıkmak mı Batı değerlerini savunmaktır, yoksa bazı ülkelere uluslararası hukuktan ayrıcalıklı statü tanımak mı? İnsan hakları sadece bir Müslüman ya da Doğulu bir ülke tarafından ihlal edildiğinde sesimizi çıkarıp, İsrail tarafından ihlal edildiğinde sessiz mi kalacağız? Bu çifte standart Batı değeriyse, biz o değerin içinde değiliz,” demiştir mesela.
Read the story »
Ağu 5, 2010 | Eksen tartışması üzerine (II) 05.08.2010 için yorumlar kapalı
Türkiye’nin ekseninin kaydığına dair yapılan tartışmalar üzerinden başladığım ilk yazımda – dün – Ankara’nın, Amerika ve İsrail ile olan ikili ilişkilerinin AKP iktidarından önce de bölgesel dinamiklere bağlı olarak inişi-çıkışı bol ama örtüşen çıkarlar ve NATO üyeliği etrafında süre geldiğini anlatmaya çalışmıştım. Türkiye-Amerika-İsrail üçlü stratejik ortaklığının da Soğuk Savaş sonrası ve Birinci Körfez Savaşı ardından şekillendiğine kısmen dikkat çekmiştim. Konjenktürel denklemlere bağlı olarak örülen bu ilişkilerde de sanırım Türkiye’nin – batı ittifakından uzaklaştığına dair kaygıların – Washington’un bölgede ki ağırlığının önemli miktarda erozyona uğradığına inanıldığı bir dönemde gündeme gelmesine şaşırmamak gerekiyor. Hal bu olunca, Türkiye’nin, böylesi bir dönemde, kendi ulusal çıkarlarını kollaması açısından komşu ülkeleri ile ilişkilerini yeniden gözden geçirmesi ancak tabii karşılanabilir. “Mesele, ulusal çıkarlar olsa sorun yok. Lafın başladığı da, bittiği de yer orası zaten,” diyen İsrail Ulusal Güvenlik Konseyi’nin ilk genel sekreteri David Ivry ile yaptığım söyleşiye yarın geçeceğim. Ama bugün Filistin cephesinden bu gelişmelere farklı bir bakış açısını gündeme getirmek istiyorum.
Read the story »
Ağu 4, 2010 | Eksen tartışması üzerine (I) için yorumlar kapalı
Haydi hayırlısı bakalım. İsrail’in, BM kapsamında Mavi Marmara olayını araştıracak panelle işbirliği yapacağını açıklaması ile bu tatsız krizde yeni bir dönemece girildi. Gerek Türkiye’nin, gerekse İsrail’in bu uluslararası kuruluşun çatısı altında – sorunlarının çözümüne dair – pek şanslı olduklarını söylemek mümkün değil. Her halükarda ve her ne gerekçeyle olursa olsun, bir dönem kendilerini “stratejik ortak” olarak adlandıran bu ikilinin arasına kan sokan bu davada – kazanan olmayacağı gibi – dileyelim Türkiye de bu araştırmayı istediğine sonunda pişman olmasın.
Read the story »